Mutezili Düşünce Akılı Niçin Öncelemiş Olabilir?

Günümüz insanının maruz kaldığı en önemli zihni açmazların birisi, yaradılışla ilgili süreçlerde kendini hissetirmektedir. Evrenin nasıl yaratıldığı ve Allah'ın kullarına merhametli davranıp davranmadığı kadar, bireylerin seçimlerinde özgür olup olmadığı gibi konular, salt İslam düşünce tarihinin klasik dönemiyle ilgili bir tartışmalar olmayıp günümüz toplumunda da farklı türevleriyle karşımıza çıkmaktadır. Bu bakımdan, antik dönemden günümüze önemini koruyagelen… Okumaya devam et Mutezili Düşünce Akılı Niçin Öncelemiş Olabilir?

Doğanın Sanatsal Yorumu İnsanı Anlamada Bir İmkan Olabilir mi?

"Var olanı tanımamak, yeryüzüne de yabancı olmaktır." der Marcus Aurelius. [1] Aurelius'un bu anlamlı tespiti, içinde bulunduğumuz dünyayı kendimizle birlikte düşünmemize kapı aralar niteliktedir. Nitekim insanoğlu, gücünü içinde bulunduğu çevreyle sürekli irtibatta bulundurmaktan alan bir varlıktır. Doğa ile insan arasında cereyan eden bu güçlü etkileşim, bir üst ilke halinde değerlendirilerek, “doğa insanı etkiler, insan da… Okumaya devam et Doğanın Sanatsal Yorumu İnsanı Anlamada Bir İmkan Olabilir mi?

Okumanın Merkezde Olduğu Bir Hayat İnsanoğluna Neler Kazandırır?

“ Allah’ım bana içi kitap dolu bir ev ile çiçek dolu bir bahçe ver.” Konfüçyüs'e ait olduğu değerlendirilen bu söz, huzuru yakalamak isteyen çoğu insan için bir tür erişilmesi gereken hedefe karşılık gelir. Okuma eylemi öylesine bir edimdir ki, bir yandan fikri olgunlaştırırken, öte yandan zekayı kibarlaştırır; dahası düşünceye yeni perdeler açar. Kendisine açılan perdelerin… Okumaya devam et Okumanın Merkezde Olduğu Bir Hayat İnsanoğluna Neler Kazandırır?

Yunus Emre’nin Evrenselliği Işığında İnsanı Yeniden İnşa Etmek Mümkün Mü?

Kimi insanlar hayatları ile destansı bir profil çizerken, kimileri de içe geçmiş menkıbeleriyle hayatımıza su misali akıp giriverirler. Yunus Emre de tarihi kaynakların hayatı hakkında verdiği bilgilerin sınırlılığına karşın, bıraktığı prensiplerle ölü gönüllere nefes olmayı başarmış abidevi bir şahsiyettir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılmaya yüz tuttuğu, küçük büyük Türk beyliklerinin kurulmaya başladığı bir dönemde yaşayan Yunus, 1240… Okumaya devam et Yunus Emre’nin Evrenselliği Işığında İnsanı Yeniden İnşa Etmek Mümkün Mü?

Mimari Geleneğimizde Bütünsellik ve Sonsuzluk Mefhumu

Bir mimari yapıyı özgün kılan şey; form, meteryal ve üslubun kendi aralarındaki uyumu kadar, ait olunan kültür çevresinin değerlerini yansıtabilme başarısında gizlidir. Bu bakımdan mimari yapılar, estetik ürünler üretme kaygısında olan insanın sahip olduğu bu kaygılara cevap verdiği kadar, varoluş ile ilgili beklentileri de karşıladığı ölçüde anlam ve değer kazanır. Mimari yapılarda dikkate alınan dini… Okumaya devam et Mimari Geleneğimizde Bütünsellik ve Sonsuzluk Mefhumu

Tercüme Hareketleri Işığında Bilginin Kurumsallaşması

Tercüme faaliyetleri Arap-İslam kültür çevresinin entellektüel gelişmişliğini yansıtması kadar, öğrenmeye ilgili bir bilgi erbabının gayretli çalışmalarının ürünüdür. Aynı zamanda, etkileri itibari ile bugün hala çeşitli tartışmalarında odağında olan bir konudur. Alana ilgi duyan araştırmacıların tercüme faaliyetlerini hazırlayanın unsurların neler olduğunu araştırması tabii bir süreç olsa da, tercümelerin yapılmasında temelde hakim olan unsur ya da unsurların… Okumaya devam et Tercüme Hareketleri Işığında Bilginin Kurumsallaşması

Abbasi Halife’si Memun’u Beytü’l Hikme’yi (Bilgelik Evi) Kurmaya İten Şey Ne idi?

Dünyanın ilk üniversitesi olarak addedilen Bolonya Üniversitesi henüz 1088 yılında İtalya'da açılmamışken, merkezi ticaret yolları üzerinde yer aldığı kadar, halifelik açısından da önemli bir merkez olan Bağdat, 832 yılında İslam dünyasının ilk ilimler akademisi olma özelliğine sahip (Erdem, 2013; 57), Beytü’l-Hikme’nin (Bilgelik Evi) kuruluşuna ev sahipliği yapmıştır. Tercümelerin sadece Yunan dilinden olmayıp, aynı zamanda Süryanice,… Okumaya devam et Abbasi Halife’si Memun’u Beytü’l Hikme’yi (Bilgelik Evi) Kurmaya İten Şey Ne idi?

Doğa Felsefesinde Kurucu Bir Kavram Olarak “Hareket”

İnsanoğlunu diğer canlı varlıklarından ayıran en önemli özelliklerinden birisi, onun akletme konusundaki mahareti kadar bunu yazıya dökebilme iradesinde saklıdır. İnsan denen varlık, düşünce sayesinde kendini, yakın çevresini, içinde bulunduğu doğayı kavramaya çalışır. Bu kavrama merakını tarihi olarak çok eski zamanlara dek götürülebiliyor olmamız, insan tabiatının çetrefilli olduğu kadar gizemli yönünü de ortaya koyar. İnsanın içinde… Okumaya devam et Doğa Felsefesinde Kurucu Bir Kavram Olarak “Hareket”

İnsan Neden Yazar?

Engin denizler üzerindeki gemiler nasıl ki bir aşağı bir yukarı dalgalanıp durur, tüm kadim kitaplar da zamanın akışı içinde bir o yana bir bu yana dalgalanıp durur. Ve bir gemiyi değerli kılan şey, içinde taşıdığı değerli eşya ve cevherleri güven içinde sahile taşımasında gizlidir. Peki ya insanı güçlü kılan şey, içinde taşıdığı çoğu duyguyu özenle… Okumaya devam et İnsan Neden Yazar?

Türkiye’de Bilim Tarihi Araştırmalarına Yönelik İlginin Artışında Fuat Sezgin Etkisi Üzerine

Medeniyetlerin geçtikleri topraklarda izler bırakması, tarihçilerin omuzlarına büyük sorumluluklar yükler. Düşüncenin tarihini bir kuyumcu titizliğiyle takip eden ve dünyanın önemli otoritelerinden biri olarak kabul edilen Prof. Dr. Fuat Sezgin, yaptığı çalışmalarla, kendine inancını yitirmiş kişiler için ilham kaynağı olmuş, gerek yaşamı gerekse eserleriyle son yüzyılın önemli bilim adamları arasında yerini almıştır. Sezgin'in 60 küsür ülkeyi… Okumaya devam et Türkiye’de Bilim Tarihi Araştırmalarına Yönelik İlginin Artışında Fuat Sezgin Etkisi Üzerine

Eş’arî Kelamcısı Çok Yönlü Bir Âlim Abdulkâhir El-Bağdadi’nin (ö.429/1037) Entelektüel Düşünce Geleneğimize Olan Katkıları

Bağdatta doğup büyüdüğü için Bağdadî nisbesiyle anılan Abdulkâhir El-Bağdadi'nin (ö.429/1037) ne zaman doğduğu konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Onun asıl adı Ebû Mansûr Abdülkāhir b. Tâhir b. Muhammed et-Temîmî el-Bağdâdî olup, 10. yüzyıl sonları ile 11. yüzyıl başlarında yaşamış, tefsirden hadise, fıkıh usulünden kelama, matematikten tarihe ve tasavvufa kadar çok geniş bir yelpazade eserler bırakmıştır.… Okumaya devam et Eş’arî Kelamcısı Çok Yönlü Bir Âlim Abdulkâhir El-Bağdadi’nin (ö.429/1037) Entelektüel Düşünce Geleneğimize Olan Katkıları

Amr b. Ubeyd’in Kader Meselesine Yaklaşımı

Mutezili düşüncenin önde gelen isimlerinden biri olarak kabul gören Amr b. Ubeyd, hicri ikinci asırda yaşamış olup, İslam toplumunun karşı karşıya olduğu kendi döneminin sorunlarıyla mücadele etmeyi kendine görev addetmiş, İbn Kuteybe'nin aktarımına göre, iyiliği emredip kötülükten sakındırma konusunda ender cesarete sahip bir kişilik olarak öne çıkmaktadır. Amr'ın anlayışına göre, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, tamamen… Okumaya devam et Amr b. Ubeyd’in Kader Meselesine Yaklaşımı

İklim Değişikliği Meselesine İnsan Davranış Kontrolü Modellemesi Üzerinden Bir Yaklaşım:

İklim değişikliği hususunda yapılan değerlendirmeler incelendiğinde, genellikle bu kavramın uzunca bir süre devam edegelen etkiler sonucunda ortaya çıktığına vurgu ile yerkürenin tarihine de referans gösterilecek şekilde bir açıklama eğiliminin olduğu göze çarpar. Gerçekten de iklim değişikliği meselesi onlarca yılı kapsayan, insan davranışlarının bilinçsiz bir tezahürü olarak ortaya çıkmaktadır. Bu iklim krizini büyük oranda insanın çıkarışı, bize… Okumaya devam et İklim Değişikliği Meselesine İnsan Davranış Kontrolü Modellemesi Üzerinden Bir Yaklaşım:

Düşünce Tarihimizde Arafta Kalmış Bir Âlim: Dırâr b. Amr

Dırâr b. Amr (ö.815) hicri ikinci asrın önde kelamcılarından biri olup, gerek Aristotales'e yazdığı reddiye, gerek araza dayalı varlık anlayışını benimseyişi, gerek Eş'ari'ye kesb nazariyesi bakımından katkısı, gerekse Ebü’l-Hüzeyl el-Allâf'a rehberlik edişiyle döneminin entelektüel tarihi açısından önemli isimlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Tam olarak ne zaman doğduğu hususunda fikir sahibi olamadığımız bu zatın Kûfeli olduğu… Okumaya devam et Düşünce Tarihimizde Arafta Kalmış Bir Âlim: Dırâr b. Amr

Ortaçağın İlmi Otoritesi Câbir Bin Hayyân’ın Bilim Tarihindeki Yerine İlişkin Bir Değerlendirme

Bilim tarihinin esrarengiz simalarından biri olan Câbir b. Hayyân, (721-815) çok yönlü kişiliği, ilimdeki derinliği ve kimya alanında yaptığı çalışmalarla öne çıkan sekizinci yüzyılda yaşamış bir bilim insanıdır. Kimi çevrelerce modern kimyanın kurucusu olarak da bilinen bu zât, tıp, fizik, astronomi ve felsefe alanındaki çalışmalarının yanı sıra özellikle kimya alanında öne çıkan çalışmalarıyla Ortaçağ'a damga… Okumaya devam et Ortaçağın İlmi Otoritesi Câbir Bin Hayyân’ın Bilim Tarihindeki Yerine İlişkin Bir Değerlendirme

Zekayı Kibarlaştırma Etkinliği Olarak Okumak

Okumak, var oluş şuurunu idrak etmiş her birey için ilahi bir sorumluluk olduğu kadar varlığı anlamlı kılmada başvurulan en etkili eylemlerden biridir. Okuma edimiyle öğrendiğimiz her bir özgün kelime, bir yandan bakış açımıza derinlik kazandırırken, öte yandan sözcük dağarcığımızı zenginleştirmemize olanak tanır. Kişinin kendini prüzsüz bir şekilde ifade etme imkanı da, yine disipline edilmiş bir… Okumaya devam et Zekayı Kibarlaştırma Etkinliği Olarak Okumak

“Kendime Düşünceler”: Bir İmparatordan Bilgelik Esintileri

Bir kral olsaydınız, hem de Roma İmparatorluğu gibi devasa bir imparatorluğa hükmetme imkanı bulsaydınız, gelecek nesillere söylemek üzere neleri biriktirirdiniz? Roma doğumlu “Stoacı İmparator” ya da “Filozof imparator” gibi sıfatlarla anılan Marcus Aurelius Antoninus Augustus (MS.121-MS.180), hayatı boyunca içselleştirdiği düşünceleri “Kendime Düşünceler” adlı eserde toplamış, stoa felsefesinin genel hatlarını, kendi kişisel gelişimini ve bu gelişimden… Okumaya devam et “Kendime Düşünceler”: Bir İmparatordan Bilgelik Esintileri

Yapay Zekanın Geleceği İnsan İçin Hangi Fırsatları Barındırıyor?

Teknoloji, gündelik hayatımızı o kadar kuşatmıştır ki, teknolojinin dahil olmadığı alan neredeyse bulunmayacak bir seviyeye gelmiştir. Akıllı şehirlerden tutun akıllı saatlere, akıllı evlerden tutun akıllı robotlara, yapay zeka her geçen gün yeni bir gelişmeye kapı aralamaktadır. "Yapay Zeka Yakın Gelecekte İnsanoğlu İçin Ne Tür Fırsatlar Barındırıyor?" sorusu cevaplandırılması gereken soru olarak öne çıkmaktadır. Dolayısıyla yapay… Okumaya devam et Yapay Zekanın Geleceği İnsan İçin Hangi Fırsatları Barındırıyor?

Modern Zaman Dayatmaları ve Kapana Kısılan İnsanın Durumu

İçinde bir tutam delilik olmayan hayat, gerçekten de eksik bir hayat mıdır? Modern insanın karşılaştığı problemlerin neler olduğuna kafa yoran her birey, kendi zihninde bir takım sorular sıralamak durumundadır. Modern zamanda insan, en çok hangi problemlerle yüzleşmektedir? İnsanoğlunu bu çağı idrak ederken deneyimlenesi güçlükler barındıran unsurlar nelerdir? İnsanoğlu zamanın hızla aktığı bu süreçte ne tür… Okumaya devam et Modern Zaman Dayatmaları ve Kapana Kısılan İnsanın Durumu

İnsanın Değişmez Gerçekliği Üzerine

Martin Haideger "Hayat hikayedir. Bir insanı sevmek, onun hikâyesini sevmektir." derken acaba neyi kast eder? İnsanın hikayesi arayışıyla hep doğru orantılı mıdır? Kanaatimizce içsel bir arayış sahibi olmak, insanı diğer varlıklardan ayıran önemli alanlardan biridir. İnsanı değerli kılan unsurlardan bir diğeri ise, bu arayışı sürekli diri tutarak, kendine uzaktan bakma cesaretini gösterebilmesidir. Çoğu zaman kişi… Okumaya devam et İnsanın Değişmez Gerçekliği Üzerine

Arap-İslam Kültür Çevresinde Bilim Nasıl Doğdu?

Arap-İslam kültür dairesinde, bilimin nasıl teşekkül ettiği hususu, akademik çevrelerce hâlâ irdelenen bir tartışma konusudur. Bilimin teşekkül sürecini hangi faktörlerle açıklamanın daha münasip olacağı sorusu ise, bu bakımdan cevaplandırılması gereken öncelikli sorulardan biri olarak öne çıkmaktadır. Arap-İslam kültür çevresinde, bilimlerin ya da disiplinlerin teşekkül sürecini kimi çevreler İslam’ın ilme atfettiği değerle “ilm” kavramı ekseninde açıklamaya… Okumaya devam et Arap-İslam Kültür Çevresinde Bilim Nasıl Doğdu?

Medeniyetin Görünür Bir Tezahürü Olarak Su Kültürü

Su meteforu, kimi kültürlerde bir temizlenme aracı, bazen estetik açıdan görsel bir şölen, kimi zaman hastalar için sesinden istifade edilen bir tür sakinleştirici, insanoğlu için de hayatın devamı için de olmazsa olmaz mesabede bir tüketim aracına karşılık gelir. Kasidelere dahi konu olan su, sadece sanatsal ve estetik kaygıyla kullanılmamış, su sesinden Osmanlı Saraylarında önemli toplantıların… Okumaya devam et Medeniyetin Görünür Bir Tezahürü Olarak Su Kültürü